Oğlumla Baş Başa Dünyayı Geziyoruz! Peki Ama Nasıl?

Herkese merhaba! Biz oğlumla baş başa bir yola ciktik, dünyayı gezmeye basladik. Instagram hesabımdan bunu duyurmaya başladıgim andan itibaren doğal olarak soruların ardı arkası kesilmiyor. Elimden geldiğince kısaca cevap vermeye çalışıyorum ama tam olarak kendimi anlatabilmek istedim ve hem toplu cevap olmasi icin hem de merak edip de sormaya çekinenler için detaylı bir yazı yazmaya karar verdim. Bu yazımda; fikrin nereden çıktığını, nasıl karar verdiğimi, nasıl bir plan yaptığımı, yol hazirliklarimi ve seyahat bütçesini nasıl ayarladığımı anlatacağım. Umuyorum ki birçok kişi için yol gösterici ve merakları giderici bir yazı olacak.

Fikir nasıl ortaya çıktı?

Ben uzun zamandır seyahat ediyorum. Eşimle birlikte değilken de geziyordum, onunla birlikte de gezdik ve oğlumuz hayatımıza girdikten sonra da gezmeye devam ettik. Eşim iş nedeniyle hem Türkiye’de hem yurt dışında çok fazla seyahat etmiş, hatta farklı ülkelerde uzun süreli yaşamış bir insan. Birlikteyken bol seyahat ediyorduk ama seyahat anlayışımız biraz daha farklıydı. Kendisi iş nedeniyle zaten yeterince gezdiği için seyahatlere daha çok tatil gözüyle bakıyor ve benim kadar yoğun program yapmayı sevmiyordu. Hal böyleyken bazen onu seyahatlere ikna etmek benim için çok zor oluyor ya da seyahatlerde program yapmak bazen zorlayıcı oluyordu. Eşimin seyahati fazla sevmediğini söylediğimde insanlar genelde çok şaşırıyordu hatta bu nedenle gezmeyi sevmeyen sevgiliyle seyahat etmek konusunda bir yazı yazmıştım, şuradan okuyabilirsiniz. Bu arada ben bilgisayar, esim ise insaat muhendisi. Hayatımız İstanbul’da çok monoton bir hal almıştı, ozellikle ben bazen kendimi delirecek gibi hissediyordum, cok sevdigim Istanbul’dan nefret etmeye baslamistim, nedenini anlatayim. Esimin isyeri Beylikduzu’nde benim isimse Umraniye’deydi. Evlendigimizde ikimize ortak nokta olsun diye Nisantasi’na tasinmistik ama bu sefer ikimiz de bir saatten fazla yol cekiyorduk. Cocuk dogduktan sonra birimize yakin olsun bari dedik ve ben gunde git gel yaklasik dort saat yol cekmeyi goze alip Bahcesehir’e tasinmayi kabul ettim. Peki neden ben fedakarlik yapan taraf oldum derseniz, ailemizin iskoligi esimdi ve acikcasi Bahcesehir’de kocaman bahceli bir evde uygun fiyata oturmak da cazip gelmisti. Daha yuksek bir kira ile merkezi bir yerde oturmak yerine daha fazla seyahat etmeyi tercih ediyordum dogrusu. Iki sene boyunca bu yolu cektim ama sonlara dogru artik dayanamaz hale gelmistim, cok yipranmistim. Yollarda uyuyamayan biri olarak, uykusuzluk bir yandan, oglumu az gormek diger yandan cok fazla gelmeye baslamisti. Ikimizin de Türkiye şartlarında oldukca düzgün işleri olmasına rağmen genel bir beyaz yakalı çalışan tatminsizliğimiz de vardı ve ben her şeyi bırakıp kendimize bir mola vermeyi teklif ettim. Arabamızı satalım ve bir Campervan ile Türkiye’den başlayıp dünyayı gezelim dedim. İnanıyordum ki yol bize bambaşka kapılar açacaktı çünkü ikimiz de insan ilişkileri kuvvetli, yetenekli ve çalışkan insanlardık. Alçak gönüllü davranamayacağım, sevdiğimiz şeye nasıl sarıldığımızı, neler başarabileceğimizi görebiliyordum. Bunu ilk defa 2016 sonlarına doğru teklif ettim ve 2017 Mayıs ayında işlerimizle ilgili hala aynı noktadaysak yola çıkacağımıza dair bana söz vermesini istedim eşimden. Biraz tereddüt etse de tamam dedi bana. 2017 Mayıs ayı geldiğinde eşimin iş yerinde bir hareketlenme oldu ve bir şeyler değişecek gibiydi ama beklememiz gerekiyordu. 2017 Ekim ayına geldiğimizde istediğimiz ivmeyi hala kazanamamıştık. Ben yine aynı fikri ortaya attım ve bu sefer arttırdım, dedim ki 2018 Mayıs ayında hala aynı noktadaysak sen gelmesen bile ben Ada ile çıkacağım bu yola. O da sen yaparsın, sana inanıyorum dedi. Ben gelemesem bile siz çikin, ben calismaya devam ederim hem size maddi olarak destek olurum dedi.

Nasıl Karar Verdim?

Ben aklımca eşime rest çekmiştim, nasılsa o da gelir demiştim ama o benim hayalime engel olmaktansa bizi desteklemeyi tercih etmişti. Bunu eşime söylerken, nasıl olur diye düşünmemiştim haliyle. Eşimden onay gelince biraz araştırma yaptım ve çocukla tek başına gezen kadınlar var mı diye bulmaya çalıştım. Birkaç tane yabancı kadın buldum ama çocukları genelde büyüktü. Sonra instagram’dan sordum, kucuk cocuguyla tek basina seyahat eden birini biliyor musunuz diye. Evet biri vardi, Irem Cagil 3.5 yasindaki kizi ile bir ay Kuzey Avrupa’da tek basina hem de bisikletle gezmisti. Ben bisikletle gezmeyecektim, oglum henuz 2 yasindaydi, Avrupa’yi gezmek degil tum dunyada en cok gitmek istedigim ulkeleri gezmek istiyordum ve bu bir aydan cok daha uzun surecekti. Ama sonucta biri, hem de Turkiye’den biri, benim hayalime yakin bir seyi yapmisti. Bu beni iyice cesaretlendirdi, yapabilirdim ve yapacaktim. Karar verdikten sonra Ada ile birkac tane tek basima ulke gezdik, farkli ulasim araclariyla seyahat etmeyi denedik, cesitli konaklama sekillerini tecrube ettik, uzun sureli yolculuklar yapmaya calistik. Bunlarin hepsi buyuk seyahat oncesi kendimizi denemek icindi.

Çocukla Seyahat Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Çocukla Ürdün Seyahati

Doğu Ekspresi ile Çocuklu Kars Gezisi

Rotamız Nasıl?

Rotamiz bugune gelene kadar en az on kere degisti ama sonuc olarak asaqi yukari sekillendi. Avrupa dusunmuyordum cunku Avrupa’nin neredeyse tamamini gezmistim ve cok pahaliydi, hic gerek yoktu. Gelin gorun ki Ada’ya seyahat ile ilgili aldigim kitaplarda Pisa Kulesi ve Eiffel Kulesi cok ilgisini cekiyordu, yel degirmenlerini seviyordu bir de. Ne zaman ona dunyayi gezecegimizi anlatacak olsam Pisa’ya da gidecek miyiz diye soruyordu. Hal boyleyken ben de seyahate tum pahaliligina ragmen Avrupa’dan baslamaya karar verdim, cunku bu dunya turu sadece kendim icin degil oglum icin de yaptigim bir sey. Gittigimiz yerlerin coguna ikinciye hatta ucuncuye gidecektim ama boylece kosturmaca olmayacakti. Rotamiz Roma ile basladi, Siena, Floransa, Cinque Terre, Strasbourg, Paris, Bruksel ve Amsterdam seklinde devam etti, toplam 24 gun surdu. Buralar konakladigimiz yerler yani yalnizca buralari degil, cevre kasabalari da gezdik, detaylar daha sonra gelecek. Yoldayken bile rota degisebiliyor yalniz, mesela rotada Bruksel yerine Porto vardi cunku Paris’ten Porto’ya cok ucuz bilet bulmustum ama Porto’dan Amsterdam’a ucuz bilet bir turlu bulamadim, son anda trenle Bruksel’e gecip devam ettim. Her kitadan sonra bir dinlenme molasi verecegim ki oglum ve ben esimle hasret giderebilelim. Simdi sirada Asya kitasi var, oraya ucak biletleri daha pahali oldugu icin gezimiz daha uzun surecek. Bir aksilik olmazsa Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur, Sri Lanka ve Maldivler seklinde ilerleyecegiz. Bu rotayi saglikla tamamlayinca biraz daha uzun bir dinlenme arasi verecegim, minimum bir ay. Cunku Avrupa ve Asya arasini cok kisa tutmusum, icerik olusturacak vakit cok az, ayrica oglum babasini cok ozluyor, ben de tabi. 🙂 Ama sonrasinda Avustralya, Afrika ve Amerika kitalarinin da sirada oldugunu soyleyebilirim. Avrupa gezimiz için genel değerlendirme yazısına şuradan ulaşabilirsiniz.

Seyahat Hazirliklari

Seyahat esyalarimizi sadece bir orta boy valize sigdrimayi basardim. Avrupa’da hem yaz, hem kis yasayacak oldugumuzdan bence buyuk basari oldu bu. Tabi elektronik aletler icin bir de kucuk sirt cantasi aldim. Sehirleri gezecegimiz icin bebek arabasi da aldim. En cok sorulan sorulardan biri yemek oldu. Yemek icin yanima tarhana corbasi aldim, mutfak olan yerlerde pisirebildim. Kucuk boy bir limon sikacagi ile bal da aldim yanima, sabahlari taze portakal suyu olmayan yerlerde balli limonata yapiyordum. Ara ogunlerde yemesi icin ceviz ve kuru uzum de almistim. Saglik icin ne yaptigimiz sorusu da cok geldi. Ben kendim icin de oglum icin de cok fazla ilac kullanmayi tercih etmiyorum, o nedenle cok fazla ilac almadim. Her sabah propolis ictik bagisikligimizi guclendirmesi icin, sanirim ise yaradi. Oglum cok sukur hic hastalanmadi, ben iki gun kendim icin almaya usendim ve sonrasinda biraz yamuldum, bir gunu dinlenerek gecirince duzeldim. Propolis, arıların bitki sap, yaprak ve tomurcuklarından topladığı güçlü antibakteriyel ve antioksidan etkilere sahip bir ürün. Internetteki tanimi bu sekilde yani. Tadi oldukca aci ve cirkin, suyun icine katip iciyoruz. Ada’ya onun buyume suyu oldugunu soyledim, oylece iciriyorum. Yara ve sinek isirikliklari icin Silverdin ile Stilex jel aldim. Bunlarin disinda ogluma her ihtimale karsi ishal icin Reflor sase ve bir de ates dusurucu aldim.

Nereden geliyor bu degirmenin suyu?

Bu soru cogu zaman aynen bu sekilde soruluyor biliyor musunuz? Evet bunun merak edilmesini biraz anliyorum ama bu sekilde sorulmasi beni cok rahatsiz ediyor acikcasi. Yine de en az soranlar kadar sormaya cekinenlerin de oldugunu tahmin ettigim icin bu konuya da aciklik getirmek istiyorum. Bir kere sunu oncelikle belirteyim, ben isimi yeni biraktim. Uzun yillardir ozel sektorde yazilimci olarak calisiyordum yani Turkiye sartlarinda iyi diyebilecegimiz bir kazancim vardi. Ayrica yukarida anlattigim uzere, bu gezi icin arabayi satacaktim ve esim calismaya devam edecekti. Ben bir oglak burcuyum ve biraz garanticiyimdir, o yuzden bu surec biraz beni korkutuyordu aslinda bir yandan. Yani isimi birakacagim, sonra geri donunce ne olacak? Sonucta sonsuz bir tura cikmiyorum, maddi olarak ne kadarlik bir yola cikabilecegimi bilmiyorum gibi dusunceler geciyordu aklimdan surekli. O sirada kader benim seyahate cikmam icin aglarini oruyordu adeta ve harika bir sey oldu, esime yurt disindan cok guzel bir is teklifi geldi. Yani yurt disina tasinacaktik ve ben zaten isi birakmak zorunda kalacaktim. Her ne kadar Istanbul’dan ayrilmak bana cok iyi gelecekse de hemen is aramak istemiyordum, esim de kurdugum hayali gerceklestirmemi, beni sonuna kadar destekleyecegini soyledi. Cunku ikimiz de biliyorduk ki ben bunu gerceklestirmezsem hep icimde bir ukde olarak kalacakti ve hep keske yapsaydim diyecektim. Sansli miyim? Kimine gore belki, bana gore herkes kendi sansini kendi yaratir. Verdigimiz zor kararlar, yaptigimiz fedakarliklar yarin bize “iyi ki” olarak geri donebiliyor. Sonuc olarak biz esimle birbirine guvenen, birbirinin hayallerini her zaman destekleyen bir ciftiz ve su anda seyahat icin o bana destek oluyor.

Simdilik benim aklima gelenler bu kadar. Burada yazmayan ama merak ettiginiz baska konular varsa mutlaka yorum olarak yazin. Gezdigimiz yerlere ait rehberler ve ilk etabi hem butce acisindan hem de genel olarak degerlendirdigim bir yazi da yakinda gelecek, takipte kalin. 😉

Gelecek yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni takip etmeyi unutmayın! 😉

Instagram: hohhoyyt

Facebook: hohhoyyt

hohhoyyt

Merhaba, ben Deniz Tarhan. Yazılımcıyım, dalarım, kayarım, yemek yaparım, hayal kurarım, seyahat ederim, fotoğraf çekerim, tiyatro severim. Eşine ve oğluna aşık bir anneyim. En büyük CimBom!

You may also like...

9 Responses

  1. hda dedi ki:

    Çok takdir ediyor ve örnek alıyorum sizi. İdolümsünüz şu an. Ne zaman alışveriş yapacak olsam(black friday dönemindeyiz şu an 🙁 ) sizin hesabınızı açıyorum, “hayır sen de gezmeye harcayacaksın o parayı” diye vazgeçiriyorum kendimi. Oğlum 10 aylık, ilk yurtduşı gezimi yaza planlıyorum. Bu kış içinde en azından yakın yerlerden başlama niyetim var.

  2. Roni dedi ki:

    Merhabalar propolis i nerden temin ediyorsunuz acaba?? Her yere güven olmuyor..

  3. Merve dedi ki:

    Instagramdan sureki takip ettim çok guzel ilerliyorsunuz..benimde hayal I’m insaallah inaniyorum seneye bende cikacagim böyle bir tura..hazirligim olmasa da inancimla olacak insaallah :))

  1. Ocak 13, 2019

    […] günlük niteliğinde olacak. Bu yola çıkmaya nasıl karar verdiğime dair yazımı okumak için şuraya […]

  2. Şubat 20, 2019

    […] Oğlumla Baş Başa Dünyayı Geziyoruz! Peki Ama Nasıl? […]

Bir Cevap Yazın

BORN TO LAUGH sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et