Bu yazıyı bekleyen herkese selam olsun! 🙂 Sonunda yazacak vakit bulabildim. Avrupa ve Asya gezileri arka arkaya gelince yazacak çok şey birikti. Hala bekleyen onlarca yazı var ama bu yazının merak edeni daha çok olduğundan girişeyim dedim. Avrupa seyahatinin bütçesi ne kadar? Avrupa seyahatinde yaşadığım zorlukları neler? Avrupa seyahatinin en güzel anları nelerdi? gibi birçok soruya cevap vermeye çalışacağım. Bu yazı aynı zamanda benim için de günlük niteliğinde olacak. Bu yola çıkmaya nasıl karar verdiğime dair yazımı okumak için şuraya tıklayabilirsiniz.
Gezinin Enleri
En güzel şehir: Colmar
En güzel yemek: Chez Leon – Brüksel
En iyi konaklama: Palazzo San Niccolo – Floransa
En rahat ettiğim şehir: Amsterdam
En zorlandığım şehir: Paris
En güzel gün batımı: Riomaggiore
En eğlendiğimiz yer: Monterosso al Mare
En pahalı şehir: Günlük harcama olarak Paris, konaklama olarak Amsterdam
En ucuz şehir: Roma
En pahalı konaklama: WestCord Art Hotel Amsterdam
En ucuz konaklama: Ibis Budget Paris Porte d’Italie Ouest
En pahalı ulaşım: La Spezia – Strasbourg 7.80€ tren + 87€ uçak + 24.10 € tren = 118.90€
En ucuz ulaşım: Siena-Floransa 14€
Rakamlarla 24 Günlük Avrupa Gezisi
Gezi boyunca 5 gece Airbnb evlerinde, 18 gece otellerde konakladık.
Şehirler arası yolculuklarımızda, Türkiye’den ayrılış ve Tiflis’e dönüş dahil 4 defa uçak, 14 defa tren , 3 defa otobüs kullandık. Cinque Terre’de köyler arası sayısız tren yolculuğu, diğer şehirlerde de şehir içi ulaşımda sayısını hatırlamadığım kadar metro, tramvay, otobüs ve taksi yolculuğu yaptık.
Günde ortalama 7 km yürümüşüm. En yüksek 13 km ile Strasbourg’ta Ada’nın ayısını kaybettiğimiz gün, en düşük 3 km ile Paris’ten Brüksel’e geçtiğimiz ve hasta olduğum gün olmuş.
Fotoğraf makinesiyle 1949 adet fotoğraf çekmişim, telefondakilerin sayısını maalesef bilmiyorum.
Gezi boyunca 4 ülke, 11 şehir, 9 köy gezmişiz. Sadece hava alanına indiğimiz İsviçre Basel’i saymıyorum tabi ki. 🙂 Gezi rotamız; 2 gece Roma, 3 gece Siena, 3 gece Floransa, 3 gece Cinque Terre, 3 gece Strasbourg, 3 gece Paris, 3 gece Brüksel ve 3 gece Amsterdam şeklindeydi. Buralarda konaklarken çevre şehir ve köylere de uğradık.
24 Günlük Avrupa Gezi Bütçesi
Avrupa bütçesi günlük harcamalarımı mümkün mertebe düşük tutsam da konaklama ve ulaşım nedeniyle tahminimin üstünde çıktı.
Konaklama: 1370€
Şehirler arası ve ülkeler arası ulaşım(Türkiye’den çıkış ve Tiflis’e dönüş dahil): 650€
Yeme içme ve kişisel harcamalar: 1000€ arada kredi kartı ile de harcama yaptığım için bunu biraz kafadan yuvarladım açıkçası ama aşağı yukarı bu kadar harcadık sanıyorum, bunun biraz üstü olabilir.
Toplam: 3020€
Paris-Porto bileti almıştım onu yaktım, bir de kiraladığımız arabanın parası yandı. Onlar da toplam 165€ haneye zarar. 🙁 🙂
Başımıza Gelen Aksilikler
Bu kısımda ufak tefek aksiliklerden bahsetmeyeceğim. Brüksel’deyken toplu taşımanın greve girmesi, Floransa’da gecenin bir vakti kaybolmamız, trenlere yetişme krizlerimiz vs. gibi ufak tefek pek çok şey başımıza geldi tabi ama hepsiyle başa çıkmasını bildik. Çok şükür sağlıkla ilgili bir sorun da yaşamadık. Bu yazıda maddi olarak götürüsü olan ve/veya yoğun stres yaratan aksiliklerden bahsedeceğim. İlk olarak Toskana hayalim nasıl suya düştü onu anlatayım. Suya düştü derken, istediğim gibi gezemedim. Benim tek araba kiraladığım yer Siena oldu. Çünkü arabasız gezmenin en sıkıntılı olduğu bölge, o meşhur Toskana vadilerini görebildiğimiz yerler. Gitmek istediğim yerlerin orta noktasında kaldığı için merkezi Siena olarak belirledim ve arabalı olacağım için Siena’nın 13 km dışında yer alan şarap bağları ve havuzu olan ama biraz bütçe dostu olsun diye yemek vs. hizmeti olmayan bir Toskana otelinde rezervasyon yaptım. Buraya kadar her şey süper. Ve fakat bana arabayı vermediler 🙁 gelmeden önce yenilediğim cillop gibi uluslarası ehliyetim olmasına rağmen görevli kadın nuh dedi peygamber demedi. Beyaz bir kartona basılı uluslararası ehliyet gösterip, bundan isterim diye tutturdu. Yahu dedim İtalya’dan eski ehliyetle bile kiraladık, bütün arkadaşlarım kiraladı, bu ehliyet uluslararası zaten. Yok, kadını ikna edemedim. Velhasıl, 3 günlüğüne kiraladığım, otomatik olsun ve başkasına gitmesin diye 120€’yu peşin verdiğim güzelim arabama ulaşamadım. Bu para çöp oldu, burada kendime de kızıyorum çünkü kiraladığım şirketle iletişime geçip hakkımı aramadım. Ama zamanım olmadı ki, bu saatten sonra yazsam da işe yarar mı bilmem. Kaldığım otel de merkezi olmadığından resmen mahsur kaldım otelde. Hafta sonu olduğu için otobüs doğru dürüst çalışmıyormuş orada, çok saçma geldi ama bizzat tecrübe ettim. Saatlerce otobüs bekledikten sonra sonunda otostopla şehre gitmek zorunda kaldım. Taksiye ulaşmak ayrı dert, ulaşsam taksi ücreti ayrı dert. Şehir merkezinden yola çıkan taksi, taksimetreyi yola çıkar çıkmaz açıyor ve zaten yeterince pahalı, 2 katına çıkıyor maliyet. 🙁 İkinci sıkıntı yaratan konu Riomaggiore’de kucağımda çocuk ile merdiven inip çıkarken fotoğraf makinemi düşürmem oldu, objektifim yamuldu. Henüz gezinin ortasındaydık ve fotoğraf makinem açılmıyordu. Objektifin sağını solunu düzeltmeye çalışarak en azından açılır duruma getirdim ama zoom özelliğini bir daha kullanamadım. 🙁 Üçüncü aklıma gelen sıkıntı valizimin patlaması, gezinin son 10 gününü patlak valiz ile geçirdim. Üç kere daha şehirler arası yolculuk yaptık bu şekilde ve ellerimde başka eşyalar, bebek arabası filan da varken gerçekten çok fazla zorlandım. Son olarak her yere birlikte gittiğimiz oğlumun THY ayısını Strasbourg’ta düşürdük. Tüm şehri tekrar dolaşmama rağmen bulamadım. Ayının Türkiye’ye döndüğünü söyledim oğluma ve geçici olarak başka bir ayı aldık Strasbourg’tan. Brüksel’de o ayıyı da kaybettik. 🤦🏻♀️ Sonra Brüksel’den yeni bir ayı aldık ve Brugge’da onu da kaybettik. Delirmek üzereydim artık. 😀 Brugge’dan son bir ayı aldık ve çok şükür bir daha ayı krizi yaşamadık.
Yaşadığım Zorluklar
Bir saat bile olsa çocuktan ayrı kendime ait vakit geçirememek psikolojik olarak biraz yorucu oldu açıkçası. Ada çok yaramaz bir çocuk, seyir halindeyken iyi ama otellerde, restoranlarda yani sabit olduğumuz zamanlarda sürekli tek başıma onu zapt etmeye çalışmak bazen tahammül sınırlarımı zorladı gerçekten. Ufak tefek aksilikler çıktığında bir yandan durumu toparlamaya çalışırken bir yandan kendi istediğinin olması için tutturan bir çocuğu idare etmek de pek kolay değildi.
Tahmin edeceğiniz üzere en çok zorlandığım konulardan biri de eşyaları toplamak ve taşımak oldu. 2-3 günde bir yer değiştiriyorduk, sürekli valizi dağıtıp toplamak. Valiz, bebek arabası, sırt çantası ve ilerleyen zamanlarda elimde ek çantalarla toplu taşıma kullanıyor olmak çok acıklıydı. Birkaç kez taksi kullandığım oldu ama genelde elimde bu kadar eşya varken bile toplu taşıma kullandım. Mesela Paris otelimize taksiyle gidemezdim çünkü çok uzaktı. Paris treninden indikten sonra iki farklı toplu taşıma aracı değiştirdim ve sürekli tüm bu eşyalarla bir sürü merdiven inip çıktım.
Eşyalar dışında normal şehri gezerken de hep bebek arabasıylaydım ve her yerde asansörler yoktu. Sürekli bebek arabasıyla çocuğu taşımam gerekiyordu. Gerçi kol kası yaptım bahaneyle ama yaşarken o kadar da kolay değildi vallahi. Sonuç olarak kendime bu yola çıktığım için söylendiğim zamanlar çok oldu. Tabi güzel anlar çok daha fazla olduğu için insan katlanıyor bazı şeylere.
Hiç Bitmesin İstediğim Anlar
Riomaggiore’deki gün batımı sadece bu gezinin değil hayatımdaki en güzel gün batımlarında da zirveyi zorlar sanıyorum. Gün batımı sırasında Ada’nın söylediği söz çok hoşuma gitmişti. “Keşke bulutların üzerinde uyuyabilseydik.”
Pisa’da yaptığımız piknik o kadar güzeldi ki, hiç ayrılmak gelmedi içimizden. Sabahtan akşama tüm günü Pisa’da geçirmiş olmamıza rağmen eve dönmek çok zor geldi. Bir yerleri görme telaşı olmadan çimlere yayılmak çok keyifliydi.
Roma’daki ikinci akşamımızda paket olarak aldığımız makarnamız ve marketen aldığımız içeceklerimizle İspanyol merdivenlerinde yemek yemiştik. Yemek bittikten sonra da kalkmak bilmedik, havanın ve ortamın güzelliğini size anlatamam.
Cinque Terre’de ilk gün gittiğimiz Monterosso’daki plaj ve deniz o kadar hoşumuza gitti ki hava kararana kadar denizden çıkamadık ve Cinque Terre’de kaldığımız süre boyunca her günümüzün yarısını aynı plajda geçirdik. Bir ay kalsak yine her gün giderdik sanırım. 🙂
Disneyland’ın kapanıştaki havai fişek gösterisi gerçekten muhteşemdi, bir havai fişek gösterisinden bu kadar etkileneceğimi düşünmemiştim.
İlk aklıma gelenler bunlar oldu, başka aklıma gelen olursa güncellerim. 🙂
Sonuç olarak Avrupa bana biraz pahalıya mal olan özellikle bazı rotalar için gereksiz bir gezi gibi olsa da, daha zorlu rotalar öncesi kendime güvenimin gelmesi ve Ada’yı test edebilmem açısından iyi bir prova oldu. Genel olarak kendimi güvende hissettim. Gitmeden önce evham yaptığım pek çok konuda büyük bir rahatlama yaşadım. Asıl macera Avrupa’dan sonra başladı. Bizi izlemeye devam edin. 😉
Gelecek yazılarımdan haberdar olmak ve önümüzdeki seyahatlerden bol fotoğraf için beni takip etmeyi unutmayın! 😉
Instagram: hohhoyyt
Facebook: hohhoyyt
Bu geziyle ilgili diğer yazılarım:
Oğlumla Baş Başa Dünyayı Geziyoruz! Peki Ama Nasıl?
Roma Gezi Notları: Çocukla Roma
Paris ve Disneyland Gezi Notları
Alsace Gezi Notlari: Strasbourg ve Colmar
Süper bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık:)
Merhaba Deniz hanim sizden etkilenerek bende avrupa gezisini yapmak istiyorum kizim ile beraber 🙂 Rica etsem itinerary inizi paylasabilirmisiniz avrupadan hangi ulkeden basladiniz? Zahmet olmazsa tabii, tesekkurler 🙂
Merhaba, yazının içinde kaldığımız şehirlerin rotası var aslında. 😌 Italya, Fransa, Belçika, Hollanda şeklinde devam ettik. Yolunuz açık olsun 🙋🏻♀️
Merhablar, evet haklisiniz siz soyleyince bir aydinlanma oldu 🙂 tesekkurler…
🙂 sevgiler.
Merhaba, gerçekten çocukla uzun yolculuk yapmak bana baya zor geliyor,umarım ben de ileride sizin gibi tüm zorlukları göze alıp gezmeyi başarabilirim. İlham veriyorsunuz:)
çok teşekkür ederim, umarım gezersiniz, yola çıkınca gerisi geliyor 🙂
umarım, çok teşekkür ederim:)
Merhaba, öncelikle tek başınıza çocukla böyle uzun bir gezi yapabildiğiniz için çooook tebrik ediyorum!! 💪💪 uçak biletlerini nasıl hallediyorsunuz? Kullandığınız siteleri paylaşabilirseniz süper olur 👍👍
Merhaba, çok teşekkür ederim. 😌 uçak bileti konusu için de bir yazı yazmayı planlıyorum yakında. Sevgiler