İtalya’nın moda ve kültür başkenti diyebileceğimiz Milano, tarihi yapıları, capcanlı sokakları ve lüks mağazalarıyla seyahat severler için etkileyici bir şehir. Bu rehberde 3 günlük bir gezi planına uygun olarak, Milano’da mutlaka ziyaret edebileceğiniz yerleri detaylıca anlatmaya çalışacağım. Milano Gezilecek yerler listesi ve üç günlük Milano gezi rotası sizlerle, iyi okumalar.

Milano Gezilecek Yerler
Öncelikle Milano’nun en önemli yapılarıyla başlayacağım, daha sonra alternatif rotalar da önereceğim.
Milano’da Gezilecek Başlıca Turistik Yerler
Duomo di Milano: Milano’nun simgesi olan bu gotik şaheser, 600 yıl süren bir inşa sürecinden sonra tamamlanmış. Katedralin dış cephesindeki detaylar ve içerideki vitraylar gerçekten nefis. Çatıya çıkma şansınız bulunuyor, merdivenle veya asansör kullanarak çıkabilirsiniz, ona göre ücretlendiriliyor. Katedral, müze ve teras birlikte biletlerin asansrlüsü 26€, merdivenlisi 22€. Terasa çıkmayacaksanız 10€, sadece teras ise 18€. Biletleri ya online ya da sabahın köründe sıraya girip alın, yoksa uzun kuyrukları bekleyebilirsiniz.
Galleria Vittorio Emanuele II: Duomo’nun hemen yanında bulunan 19. yüzyıldan kalma alışveriş galerisi, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biri. Cam kubbeli çatısı ve mozaik zeminleriyleoldukça fotojenik bir yer. İçinde lüks mağazalar ve tarihi kafeler var. Kubbesinin altındaki mozaik zeminde bir boğa figürü bulunuyor ve insanlar üzerinde topukla dönüyor. Kimisi şans getirdiğine inanıyor, kimisi Milano’ya yeniden gelmek için dönüyor.
Milano’da çok kısıtlı vaktiniz varsa bile, en azından bu iki yere mutlaka gitmelisiniz.

Sforzesco Şatosu ve Parco Sempione: Bir zamanlar şehri yöneten Sforza ailesinin ikametgahı olan bu kale kompleksi, şimdi birkaç önemli müzeye ev sahipliği yapıyor. Michelangelo’nun son eseri olan Pieta Rondanini heykeli de burada sergileniyor. Kalenin arkasında yer alan dev parkta yürüyüş yapabilir, gölet kenarında dinlenebilir veya parkın içindeki Arco della Pace (Barış Takı) anıtını görebilirsiniz.
Teatro alla Scala: Milano’nun dünyaca ünlü opera binası burası. Performans biletlerini bulmak zor olabilir ama içeriyi gezmek için rehberli turlar da düzenleniyor. Müze bölümünde Puccini, Verdi gibi bestecilerin eserlerini ve sahne kostümlerini görebilirsiniz.

Quadrilatero della Moda: Moda dörtgeni olarak çevirebileceğimiz, Milano’nun en önemli lüks alışveriş bölgesi. Via Montenapoleone, Via della Spiga, Corso Venezia ve Via Manzoni sokakları arasında kalıyor. Modanın başkentine gelmişken tasarım mağazaları ziyaret etmek isterseniz, adresiniz burası.
Navigli: Milano’nun Venedik’i diyebileceğimiz bölge, Leonardo da Vinci tarafından tasarlanan kanal sistemi üzerine kurulmuş. Kanal boyunca sağlı solu restoranlar ve butikler bulunuyor. Burası yürüyüş yapmak, öğle yemeği yemek ve akşam üstü aperitivosu için çok keyifli bir yer.

Santa Maria delle Grazie: Leonardo da Vinci’nin meşhuuur “Son Akşam Yemeği” eseri, Milano’da yer alan en değerli sanat eseri diyebilirim sanırım. Bu manastırın yemek salonunun duvarına yapılmış bu fresk, Rönesans sanatının önemli örneklerinden biri olarak gösteriliyor. Ancak eseri görmek için aylar öncesinden rezervasyon yapmanız gerek. Ziyaret süresi de sınırlı, her grup eseri yalnızca 15 dakika görebiliyor.
Brera: Milano’nun en bohem mahallesi diyebilirim burası için, benim favorim oldu. Sokakları, sanat galerileri, butikleri ve kafeleriyle oldukça hareketli. İtalya’nın en önemli sanat galerilerinden biri olan Pinacoteca di Brera’yı ziyaret etmenizi öneririm, Rönesans döneminin en ünlü tablolarından bazılarını görme şansı bulacaksınız. İlginizi çekiyorsa Brera Botanik bahçesine de uğrayabilirsiniz.

Porta Nuova: Milano’nun iş ve modern yaşam merkezi burası. Eskiden terk edilmiş bir endüstri bölgesiyken, Avrupa’nın en büyük kentsel yenileme projelerinden biri gerçekleştirilmiş. Şu an gökdelenler, modern mimari ve yeşil alanlarla dolu. Finans ve teknoloji şirketlerinin merkezi olmasının yanı sıra Bosco Verticale gibi yapılarla tursitlerin de ilgisini çekiyor.
Isola: Milano’nun kuzeyinde, Porta Nuova’nın kulelerinden biraz ileride yer alan bu mahalle, bir zamanlar işçi sınıfının yaşadığı mütevazı bir mahalle iken son yıllarda sanat, tasarım ve hipster kültürünün merkezi haline gelmiş diyebilirim. Adı, ada anlamına geliyor, geçmişte demiryolu hatlarıyla çevrelenerek, şehirden izole olmasından dolayı konulmuş. Şu anda, modern binalar, butik kafeler ve sanat galerileriyle öne çıkıyor.

Milano’da Az Bilinen Alternatif Rotalar
Santuario di San Bernardino alle Ossa: Duomo’ya yürüme mesafesinde yer alan, Milano’nun en ilginç kiliselerinden biri bu. Özellikle duvarları kafatası ve kemiklerle dolu şapeli ile dikkat çekiyor. 1210 yılında, yakındaki mezarlıkta yer kalmadığında, kemikler için özel bir oda inşa edilmiş ve bu oda zamanla bir ossuary (kemik odası) haline gelmiş. Daha sonra odanın bitişiğine bu kilise yapılıyor.
Palazzo Luraschi: Milano’nun 19. yüzyıldan kalma önemli yapılarından biriolan saray, 1887 yılında mühendis Ferdinando Luraschi tarafından inşa edilmiş. Binanın avlusunda, I Promessi Sposi adlı ünlü İtalyan romanından sahneleri tasvir eden medalyonlar bulunuyor, bu avlu çok hoşuma gitti benim. Buraya çok yakın, art-deco cepheleriyle öne çıkan Casa Guazzoni ve Casa Galimberti’yi de geçerken görün derim. Ben şahsen bu tarz yapıları seviyorum, sizin de ilginizi çekiyorsa rotanıza alabilirsiniz.

Cimitero Monumentale: Burası 1866’da açılmış bir anıtsal mezarlık ama mezarlığın çok ötesinde adeta bir açık hava müzesi diyebilirim. Milano’nun zengin aileleri, sevdikleri için dönemin ünlü heykeltıraşlarına ve mimarlarına oldukça gösterişli anıt mezarlar yaptırmışlar.
Santuario di Santa Maria dei Miracoli presso San Celso: Milano’nun mimari olarak dikkat çekici kiliselerinden biri, hem içi hem dışı benim hoşuma gitti. Özellikle gitmeye değecek bir yer olmayabilir ama yolunuzun üstüyse bir uğrayın derim. Rönesans ve Barok tarzındaki kilise, 1493 yılında inşa edilmiş.

Castello Pozzi: City Life yakınında yer alan Milano’nun ilginç ve az bilinen yapılarından biri. 1929 yılında Claudio Tridenti Pozzi tarafından inşa edilmiş. Binanın önünde devasa bir iskambil kartları evi yer alıyor. Bu sanat eseri, Rinaldo Denti ve ünlü moda tasarımcısı Elio Fiorucci tarafından oluşturulmuş. Akşam saatlerinde bu kart evi neon ışıklarla aydınlatılıyor. Farklı bir instagram spot olarak düşünülebilir.
Toiletpaper Magazine: Toiletpaper, Maurizio Cattelan ve Pierpaolo Ferrari tarafından 2010’da kurulan, pop-art ve sürrealizm odaklı bir görsel sanat dergisi. Milano’da bir stüdyo ve sergi alanı olarak da faaliyet gösteriyor. Bu alan dışarıdan rengarenk boyanmış oldukça insta dostu bir yer, ayrıca içerisi de çok güzel.

3 Günlük Milano Gezi Rotası
Milano’ya ilk defa gidecekler için gün gün gezi rotasını hazırladım. Birbirlerine yakın olan yerleri aynı güne toplamaya çalıştım. Siz kaç gününüz varsa ekleme çıkarma yapabilirsiniz.
Milano Gezi Rotası 1. Gün
Duomo di Milano, Galleria Vittorio Emanuele II, Teatro alla Scala, Santuario di San Bernardino alle Ossa, Quadrilatero della Moda, Palazzo Luraschi
Milano Gezi Rotası 2. Gün
Sforzesco Şatosu ve Parco Sempione, Santa Maria delle Grazie, Brera, Cimitero Monumentale
Milano Gezi Rotası 3. Gün
Navigli, Santuario di Santa Maria dei Miracoli presso San Celso, Isola, Porta Nuova, Castello Pozzi, Toiletpaper Magazine
Uygun fiyatlı lüks marka alışverişi amacıyla gidecekler için 1 günü outlete ayırmanız gerek. Avrupa’nın en büyük outleti olan Serravalle Designer Outlet, Milano’ya 90 km uzaklıkta yer alıyor. Bu konuyu Milano Gezi Rehberi içindeki alışveriş konusunda detaylarıyla bulabilirsiniz.

Umarım Milano Gezilecek Yerler yazım size faydalı olur ve güzel bir Milano gezisi yaparsınız. Sormak istediğiniz şeyler varsa lütfen yorum olarak yazın . Sizin önerileriniz varsa onları da yorumlara beklerim. Size şimdiden iyi tatiller!
Daha iyi içerikler üretebilmem için soru, eleştiri ve beğenilerinizi yorum olarak bekliyorum.
Gelecek yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni takip etmeyi unutmayın!
Instagram: hohhoyyt
Youtube: hohhoyyt
Facebook: hohhoyyt