Londra’ya ilk kez mi gidiyorsunuz? O zaman bu liste tam size göre. Şehrin en ikonik yerlerinden, biraz daha saklı kalmış güzelliklerine kadar hepsini bir araya topladım. Yazının sonunda 4 günlük hazır gezi rotası da paylaşacağım. Londra gezilecek yerler listesi sizinle, iyi okumalar.

Londra Gezilecek Yerler
Ücretsiz müzeler için online rezervasyon yapmanız tavsiye ediliyor. Kalabalık olmadığı zaman rezervasyon olmadan direkt girebilirsiniz. Kalabalık zamanlarda öncelik sağlıyor.
Natural History Museum: Burası özellikle çocuklu ailelerin bayılacağı, ama yetişkinlerin de çok keyif alacağı muhteşem bir müze. Devasa dinozor iskeleti ana salonda sizi karşılıyor. Ben Londra’ya yıllar önce ilk gittiğimde burada dinozor Dippy vardı, daha sonra yerini dev mavi balina iskeleti Hope aldı. Dünyanın oluşumundan hayvanlar alemine, volkanlardan depremlere kadar doğa ve bilim hakkında her şeyi interaktif sergilerle görebiliyorsunuz. Giriş ücretsiz.
Science Museum: Teknoloji tarihinin en büyük koleksiyonu sanıyorum. Apollo 10 kapsülü, ilk bilgisayarlar, buhar makineleri ve daha pek çok eşya sergileniyor. Bilim ve teknolojiye meraklı olanların kaçırmaması gereken bir yer. Uzay keşfinden endüstriyel devrime, tıp tarihinden geleceğin teknolojilerine kadar birçok konuda eğitici ve eğlenceli sergiler var. Özellikle çocukların uygulamalı olarak deney yapabileceği interaktif bölümler çok ilgi çekici. Giriş ücretsiz.

Tower of London ve Tower Bridge: Thames Nehri’nin kenarındaki bu tarihi kale, Londra’nın en ikonik simgelerinden. Yüzyıllar boyunca kraliyet ikametgahı, hapishane, hatta hayvanat bahçesi olarak kullanılmış. İçeride kraliyet mücevherlerini görebilir, kuleleri meşhur Yeoman Warder’ların (Kraliçe’nin muhafızları) rehberliğinde gezebilirsiniz. Buraya ücretli bilet ile giriliyor. Hemen kalenin yanında, Londra’nın en ünlü köprüsü yer alıyor. İki gotik kulesi ve ortadaki açılır kapanır sistemiyle gerçekten çok fotojenik. Köprünün içindeki müzeyi gezebilir, cam zeminden aşağı bakıp Thames Nehri’ni izleyebilirsiniz. Köprü bazen gemiler geçerken açılıyor, belki denk gelirsiniz.
Tate Modern: Eski bir elektrik santralinden dönüştürülmüş modern sanat galerisi. Binanın kendisi de sergiler kadar etkileyici. Picasso, Dali, Warhol, Frida Kahlo gibi sanatçıların eserleri var. Thames Nehri kıyısında, Millennium Bridge’in karşısında. Giriş ücretsiz.

Westminster ve Big Ben: İngiliz Parlamentosu’nun toplandığı gotik mimari yapı ve ayrılmaz parçası olan meşhur saat kulesi, Thames Nehri kıyısında yer alıyorlar. Burası Londra’nın en ikonik simgesi desem yanlış olmaz snaırım. Bu arada aslında kulenin adı Elisabeth, kuledeki büyük çanın adı Big Ben. 🙂 Parlamento sadece dışarıdan geziliyor ama Big Ben’e çıkmak için ücretli turlar düzenleniyor.
Greenwich Park ve National Maritime Museum: Londra’nın en güzel parklarından biri. Parkın tepesinde yer alan Gözlemevi, dünyaca ünlü Sıfır Meridyenine ev sahipliği yapıyor. Müze ise İngiltere’nin denizcilik tarihini, deniz savaşlarını, keşifleri ve denizcilikle ilgili her şeyi bulabileceğiniz devasa bir yer. Giriş ücretsiz. 1800’lerden kalma Cutty Sark tarihi gemisi de buradaki limanda yer alıyor, içine girebiliyorsunuz.

National Gallery: Avrupa sanatının en önemli koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Leonardo da Vinci, Van Gogh, Monet, Rembrandt gibi ustaların paha biçilmez eserlerini burada ücretsiz olarak görebilirsiniz. Resim sanatına meraklıysanız burada saatler geçireceğinizden emin gibi bir şeyim.
Trafalgar Meydanı: Londra’nın en ünlü meydanlarından biri. Ortasında Nelson Sütunu yükseliyor ve dört bir yanında aslan heykelleri var. Genellikle etkinlikler ve protestolar burada gerçekleşiyor. Oturup biraz insanları izlemek keyifli oluyor. Ayrıca meydanın etrafında National Gallery, St Martin-in-the-Fields kilisesi gibi önemli yapılar bulunuyor.

Victoria and Albert Museum (V&A): Klasik sanat, tasarım ve performans sanatlarına meraklıysanız, V&A asla kaçırmamanız gereken bir yer. Moda tarihinden mücevherlere, heykellerden mobilyalara kadar binlerce eser içeren bu müze, benim Londra’da gezmekten en keyif aldığım yer diyebilirim. İç mimarisi de başlı başına bir sanat eseri sayılır. Giriş yine ücretsiz.
British Museum: Burası, sadece bir müze değil, insanlık tarihinin bir özeti desem yeridir. Rosetta Taşı’ndan Mısır mumyalarına, Yunan heykellerinden Asya sanatına kadar akla gelebilecek her medeniyetten izler var. İnanılır gibi değil ama giriş ücretsiz. İçeride saatlerin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız, baştan söyleyeyim.

London Eye: Londra’nın sembollerinden biri haline gelen devasa dönme dolap, Thames kıyısında yer alıyor. Şehir manzarasını 135 metreden görmek isteyenler için güzel bir deneyim. Tur yaklaşık 30 dakika sürüyor. Gün batımında binerseniz çok daha keyifli. Biletleri online almak iyi olur, hem daha ucuz hem sıra oluyor.
Hyde Park: Şehrin en büyük parkı. Kocaman yeşil alanları, göletleri ve yürüyüş yollarıyla burası huzurla kafa dinlemelik bir alan. Zamanında Orwell ve Marx gibi konuşmacıların kitlelere seslendiği Speaker’s Corner’da, pazar günleri herkes konuşma yapabiliyor. Serpentine Lake’de bot kiralayabilirsiniz. Diana Memorial Playground çocuklar için harika. Kensington Palace da park içinde.

Buckingham Sarayı ve Nöbet Değişimi: İngiliz Kraliyet Ailesi’nin Londra’daki resmi evi, Londra gezinizin olmazsa olmazlarından. Sarayın dışı bile oldukça ihtişamlı, Devlet Odaları da her yaz ziyaretçilere açılıyor, tabi giriş ücretli. Ama asıl olay, ünlü Muhafız Alayı Değişimi. Belirli günlerde ve saatlerde gerçekleşen oldukça görkemli bir tören. Önceden saatlerini kontrol etmeyi unutmayın, çünkü aşırının aşırısı kalabalık oluyor ve yer kapmak gerekiyor.
Sky Garden: Londra manzarasını yukarıdan görmek istiyorsanız ücretsiz en iyi yer. Mutlaka günler öncesinden rezervasyon yapın. İçerisi tropik bitkilerle dolu büyük bir cam bahçe. Bar ve restoranı da var ama sadece gezmek de serbest. Özellikle hava açıksa çok güzel fotoğraflar çıkıyor.

Soho ve Covent Garden: Londra’nın en hareketli ve karakterli bölgeleri diyebilirim. Soho, dar sokaklarında sıralanan barları, restoranları ve butik mağazalarıyla gece gündüz hep canlı. Özellikle gece hayatı denince ilk akla gelen yer. Covent Garden da mağazaları ve restoranlarıyla çok sevdiğim bir muhit. Meşhur Apple Market’i gezmek ve yanı başındaki sokak sanatçılarının performanslarını izlemek gerçekten keyifli. Neal’s Yard olarak geçen renkli avlu da tam bir insta foto noktası.
Oxford Street ve Regent Street: Londra’nın alışveriş denince akla gelen iki ana caddesi. Oxford, Avrupa’nın en işlek alışveriş caddelerinden biri. Selfridges gibi büyük mağazalar, H&M, Zara, Uniqlo gibi zincir markalar ve her bütçeye uygun seçenekler var. Özlelikle indirim dönemleri çok kalabalık oluyor. Regent ise daha şık ve lüks markaların bulunduğu bir cadde.

Notting Hill: Renkli evleriyle meşhur Notting Hill, fotoğraf çeke çeke yürüyüş yapmak için ideal. Portobello Road pazarı burada mutlaka uğramanız gereken yerlerden. Antika, vintage, ikinci el eşya ve sokak lezzetleri var. Ayrıca Julia Roberts ve Hugh Grant’ın meşhur filmindeki kitabevi hala burada.
St. Paul’s Cathedral: Prens Charles ve Lady Diana’nın düğününe, Winston Churchill’in cenazesine ev sahipliği yapmış, Londra silüetinin en ikonik yapılarından biri. Dev kubbesiyle şehrin birçok noktasından görülebiliyor. Kubbeye çıkabiliyorsunuz ama 528 basamak çıkmak gerekiyor, asansör yok.

Londra Gezi Rotası
Size örnek olması için 4 günlük hazır bir gezi rotası oluşturdum. İlginizi çeken yerleri haritadan işaretleyip bu sırada takip edebilirsiniz. Ancak Londra’ya ilk gidişinizse, sadece 4 gün için gitmenizi önermiyorum, minimum 1 hafta kalınmalı bence. Bu rotayı alışveriş için ayıracağınız uzun zamanlarını düşünmeden yaptım, yani tamamen gezi odaklı yoğun bir program. Müzelerin tüm salonlarını ağır ağır gezmeye kalksanız zaten 1 ay yetmez, kaldı ki burada bahsetmediğim daha gezilecek pek çok yer var. 🙂
Londra Gezi Rotası 1. Gün
Westminster ve Big Ben, Buckingham Sarayı ve Nöbet Değişimi, Trafalgar Meydanı, National Gallery, Soho ve Covent Garden
Londra Gezi Rotası 2. Gün
London Eye, Tate Modern, Tower Bridge, Tower of London, Sky Garden, St Paul Katedrali
Londra Gezi Rotası 3. Gün
Natural History Museum, Victoria and Albert Museum (V&A), Science Museum, Hyde Park
Londra Gezi Rotası 4. Gün
Greenwich Park ve National Maritime Museum, British Museum, Oxford Street ve Regent Street, Notting Hill
Umarım Londra Gezilecek Yerler yazım size faydalı olur. Sormak istedikleriniz varsa lütfen yorum olarak bırakın. Sizin önerileriniz varsa onları da yorumlara beklerim. Size şimdiden iyi tatiller!
Dublin Gezi Rehberi ve Gezilecek Yerler
Kuzey İrlanda Gezilecek Yerler
Daha iyi içerikler üretebilmem için soru, eleştiri ve beğenilerinizi yorum olarak bekliyorum.
Gelecek yazılarımdan haberdar olmak ve daha fazla fotoğraf için beni takip etmeyi unutmayın!
Instagram: hohhoyyt
Youtube: hohhoyyt
Facebook: hohhoyyt