Aylaklık Hakkı: Hiçbir Şey Yapmama Özgürlüğü

Geçtiğimiz günlerde Mahir Polat’ın Armağan Çağlayan ile olan videosuna denk geldim ve Aylaklık Hakkı diye bir kavramdan bahsetmesi ilgimi çekti. Sosyla medyada siz de denk gelmişsinizdir belki. Bu konuyu biraz araştırıp, üzerine düşünüp, yazmak istedim. Şöyle düşünün: Sabah erken, sahilde yürüyorsunuz. Elinizde kahve var, bir yere yetişmek zorunda değilsiniz. Yapılacak bir şey yok, plan yok. Sadece oradasınız. Sessiz, sakin, huzurlu. İşte tam o anda “aylaklık hakkı” dediğimiz şey devreye giriyor. Aylaklık aslında kötü bir şey değil, belki de en çok ihtiyacımız olan şey. Gelin, “aylaklık” kelimesinin kirinden pasından birlikte arınalım.

aylaklık hakkı
Eşimle İğneada’da aylak aylak şarap içip gün batırırken

Aylaklık Hakkı Nedir? Nereden Gelir?

“Aylaklık Hakkı” terimi, Fransız düşünür Paul Lafargue’ın 1883’te yayımladığı aynı isimli manifestosuyla doğmuş. Lafargue, dönemin işçi sınıfının “çalışma hakkı” için verdiği mücadeleyi ters yüz ediyor ve diyor ki: “Çalışma bir erdem değil, bir lanettir. İnsanların gerçekten hakkı olan şey, aylaklık hakkıdır.” Onun için aylaklık, hiçbir şey yapmamak değil, doğayla, sanatla, düşünceyle, oyunla, keyifle bağ kurabilme özgürlüğüdür. Bu fikir, sanayi devriminin “çalış çalış daha çok çalış” kültürüne karşı bir isyan niteliğinde diyebiliriz.

Modern Hayatta Aylaklık

Bugün Instagram, TikTok, YouTube ya da herhangi bir platforma girin. Bir saat içinde şunları mutlaka duyarsınız: “Sabah 5’te kalkmaya başladım, hayatım değişti”, “Şu şu hobiden nasıl 10K kazandım anlatıyorum”, “Eğer boş zamanında Netflix izliyorsan, geride kalırsın”, “Pasif gelir yaratmıyorsan kaybettin”. Her yerde bir üretme, bir verimlilik, bir ‘kendini dönüştür’ furyası almış başını gidiyor. Ama sonra ne oluyor? Tükenmişlik hissi, sürekli bir “yetişememe” hali…

Peki ya sadece yaşamak? Ya sadece keyif almak, oyalanmak, anlamsızca gezinmek? “Hiçbir şey yapmamak” neden bu kadar korkutucu hale geldi? Çünkü bugün “hiçbir şey yapmamak”, sistemin seni yakalayamadığı tek an. Kapitalizm artık sadece çalışırken değil, dinlenirken bile seni sömürmek istiyor. Yoga mı yapıyorsun? Kursunu sat. Yemek mi yapıyorsun? Instagram’a koy. Resim mi çizdin? Etsy aç. Çocukla oyun mu oynadın? Reels yap, paylaş, etkileşim al. Hobiler birer iş koluna dönüşüyor. Ve biz fark etmeden dinlenme hakkımızdan da feragat etmiş oluyoruz.

Aylaklık aslında kendine ait bir zaman dilimi yaratmak, sırf keyif için bir şeyler yapmak demek. O yüzden bir şeyin sonunda “geri dönüş” yoksa da yapmalı ve bir şey “içerik” olmazsa da yaşamalıyız. Tıpkı sosyal medya hiç yokken yaptığımız gibi.

aylaklık hakkı
Barselona’da son derece lokal bir Bodega’da aylak aylak vermut içerken.

Aylaklık ve Seyahat

Şimdi kendime de bir özeleştiride bulunacağım. Bugün seyahat ederken bile zihnim “içerik üretmeye”, “verimli olmaya” programlı. Sokakta yürürken “bunu Reels yapar mıyım?”, “bu manzara iyi etkileşim alır mı?” diye düşünüyorum. Sosyal medya, tatili bile bir vitrin performansına dönüştürmüşken, “hiçbir şey yapmadan bir yerde oyalanmak” boşuna harcanmış bir an gibi gelebiliyor. Oysa bazen bir şehri anlamak için müze gezmeye, listelere yetişmeye ya da story atmaya gerek yok. Sadece bir bankta oturmak, kahveni yudumlarken gelen geçeni izlemek, belki de en saf gezginlik hali budur.

Yani gerçek aylaklık, rotasız dolaşmakta, plansız kaybolmakta, sadece sokakları adımlamakta gizli. Bu yüzden yavaş seyahat, sürdürülebilir gezi ve anda kalma gibi kavramlar da son yıllarda çok daha değerli hale geldi. Geçtiğimiz günlerde Barselona’daydım ve Türkiye’de yaşananlar nedeniyle herhangi bir paylaşım yapmayı düşünmüyordum. Daha önce Barselona’daki önemli yerleri gezmiştim, hava da 4 gün boyunca sürekli yağışlıydı. Sonuç olarak elimde listelerle koştur koştur gezmemi gerektirecek biri durum yoktu. İnanır mısınız son zamanlarda yaptığım en keyifli geziydi. Kafama göre mekanları gezip, hiç acelem olmadan oturup insanları gözlemleyerek bir şeyler yedim içtim, normalde bakmadan geçeceğim butikleri uzun uzun gezdim. İçerik üretme kaygısı olmadan şehri yaşadım gerçek anlamda.

Toplum, aylaklığı çoğu zaman tembellik ya da boş beleşlik olarak görüyor. Aylaklık, zihnin yaratıcı boşluğu asında. En iyi fikirlerin duşta, araba kullanırken ya da hiçbir şey yapmazken gelmesi boşuna değil. Yani üretkenlik için biraz da durağanlık gerekli.

Aylaklık Hakkımızı Nasıl Geri Kazanabiliriz?

Bunların bazılarını sadece size değil, aslında kendime yazıyorum. İsterseniz siz de yapın. Bu konuyu bile içeriğe dönüştürmeden duramadım yani ben iflah olmaz bir aylaklık düşmanıyım. 🙂

  1. Boş zaman planlama takıntısından kurtul: Boş zamanlara sürekli aktivite planlamak zorunda değilsin. Bazı günler sadece dinlenmek için var.
  2. Yavaş seyahate zaman ayır: Gittiğin şehirde her yeri görmek zorunda değilsin. Tek bir mahalleyi gezmek de keşif sayılır.
  3. Verimlilik baskısından kurtul: Her uğraşın para kazandırmak, gelişim sağlamak ya da içerik olmak zorunda değil. Sırf seni mutlu ettiği için yapılan şeyler değerlidir.
  4. Zihinsel molalar ver: Telefonu eline almadan, podcast dinlemeden yürüyüş yap. Düşüncelerin aklında dolaşmasına izin ver.
  5. Hiçbir şey üretmeden dur. Yazmak, çizmek, anlatmak zorunda değilsin. Bazen sadece var olmak yeterlidir.
  6. Sıkılmaktan korkma. Sıkılmak, zihnin nefes almasıdır. Yeni fikirler, hayaller, yaratıcılık o boşluklardan doğar.
  7. Hiçbir şey yapmadan durmanın tadını çıkar: Otur, bak, dinle, kokla. Zamanın akışını hisset.

“Aylaklık hakkı” aslında zamanın, bedenin, ruhun üzerinde kendi sözünü söyleme hakkı bir nevi. İçinde yaşadığımız sistem bunu unutturmak için çok uğraşıyor. Ama biz yolda, doğada, evde, küçük molalarda bunu tekrar tekrar hatırlayabiliriz. Ülke gündeminden sıyrılıp yazmaya dönmek istedim. Okuyanlara sevgiler.

hohhoyyt
Merhaba, ben Deniz Tarhan. Yazılımcıyım, dalarım, kayarım, yemek yaparım, hayal kurarım, seyahat ederim, fotoğraf çekerim, tiyatro severim. Eşine ve oğluna aşık bir anneyim. En büyük CimBom!

1 Response

  1. Bilge dedi ki:

    “Sırf seni mutlu ettiği için yapılan şeyler değerlidir.” Teşekkürler bunu hayatıma aldım.

Bir Cevap Yazın

Born To Laugh sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin