Ben ritüeli olan geleneklerimizi çok severim, gelenekleri kafama göre uygulamayı daha çok severim. Bebeğin kırkı çıkınca, geleneklerden biri, onu aileden ya da aile dostlarından yaşlıca ve görece varlıklı birinin evine götürmekmiş ve buna kırk uçurmak denirmiş. Biz, Ada’cığımın kırkı çıktığında yazlıktaydık ve bunu uygulama şansımız pek yoktu. Ama Ege denizi, yıllara meydan okuyan uçsuz bucaksız varlığı ile bizi misafir etmeye hazır görünüyordu. 🙂 Ada’nın ilk denize girişi de böylece gerçekleşmiş oldu.
Kırkı çıkınca yapılan bir diğer adet ise kırk banyosu imiş. Kırk banyosu için bebeğin banyo suyuna bebeğin geleceği için temennilerimizi temsil eden şeyler ekliyoruz.
40 adet zeytin yaprağı : Barış içinde bir ömrü olsun
40 adet deniz kenarından toplanmış taş: Güçlü kuvvetli olsun
Tuz, Şeker, Pirinç: Hayatının tadı, tuzu, bereketi yerinde olsun
Altın, bozuk para: Varlıklı olsun
Nazar boncuğu: Nazardan korunsun
Bebeğimiz yıkandıktan sonra artan suyu duş alırken kafamdan aşağı boşalttım ve ertesi gün taş ve yaprakları denize attım.
Tüm bebekler için dileklerin gerçek olduğu bir ömür diliyorum!